SAMİ DAYANGAÇ


AŞI KARŞITLIĞI

GÖZLEM - Sami DAYANGAÇ


Bu hastalıktan kurtulmanın tek yolu aşı olmak ve maske kullanmak. Aşı olmayı reddeden, hatta daha da ileri gidip ‘böyle bir hastalık yok, bu aşı pazarlamak için bir uydurma’ diyen birini ikna etmeniz çok zor. Sabit fikir. Çok yakınlarından biri ölse de bu karşıtlar ‘vadesi yetti ne coronası’ diyorlar.

Ülke genelinde yükseliş aynen devam ediyor. Geçen yıl devletimiz polisiye tedbirler ve kapanmalarla hastalığın yayılmasını durdurmuştu. Fakat bunu durdurmanın bir maliyeti var. Ekonomik anlamda hiçbir devlet her tarafı kapatıp üste para veremez, buna gücü yetmez. Yapılması gereken mutlak surette aşı. Bakınız Portekiz aşı oranını yüzde 86’ya, 12 yaş üstü çocuklarda yüzde 98’çıkarmış. Sonra da günlük hayata dönmüş. Bizde ise bakan açıkladı 100 milyon doz aşı geçilmiş. İyi de bu yüz milyon doz aşı 3 kez yapılması gereken aşı sayısının toplamı. Birinci doz aşı yaptırıp ikinci doz olmayanlar bilsinler ki bir doz aşının zerre önleyici etkisi kalmadı.

Okullar geçen yıl kapalıydı bu yıl açık. Neden geçen yıl kapalıydı, neden bu yıl açık, bunun cevabını bilen var mı? Bu yıl okullar açılırken acaba tüm öğretmenler aşılandı da okullar hazır hale mi geldi? Aşı olmayan, aşıya karşı gelen öğretmen sayısı hayli yüksek. Bu öğretmenler çocukları, ebeveynleri aşıya teşvik ederler mi? Siz neden olmadınız derlerse?

Burada görev İl Sağlık Müdürlüğü’ne düşüyor. İl Sağlık Müdürlüğü yani müdürlük binasında kaç kişi çalışıyor, ne iş yapıyor? Hepsine görev verilsin, okullar, kantinler, kafeler dolaşılarak aşı teşvik edilsin, olmaz mı? Olmaz, Kazancılar gibi zengin esnaf ziyareti planlayanlar bunu yapar mı? Öyle ilginç haberler yapılıyor ki şaşarsınız. Bir kurum yetkilisi kendine bağlı bir birimi denetliyor ve bu resimlerle videolarla haber yapılıp medyaya servis ediliyor. İl sağlık müdürü, ilçe sağlık müdürleri, sağlık müdürlüğü yardımcıları, başkanları, müdürleri vs. bunların toplantıyla, denetlemeyle asla vakit geçirmemeleri gerekir. Dağılın şehre, kimi üniversiteli gençlere, kimi liselere, okul önlerinde yığılıp çocuklarını bekleyen annelere, yurtlara gidip aşıyı anlatın. Zaten aşı olmayan sağlıkçı sayısına bakınca görülüyor ki terzi söküğünü dikemezmiş. Bizimki olmayacak iş. Ha bire toplantılar yapmanın şehre, bu illete faydası olmaz.

Ülke genelinde aşı kartı zorunluluğu mutlaka getirilmelidir. Ama sahtekârlar sağlıkla da oynuyor. Sahte raporlar düzenliyor ve satıyor. Kul hakkı bu alçaklar. Aşı olmayan, aşı karşıtı olanlar, hastalığa inanmayanlar önce sağlık personelleri ikna edilmeli, sonra eğitimciler. Camilerde her cuma yardım toplayanlar aşıyı, hastalığı her cuma anlatsalar olmaz mı?

Ülkemizin yeni kapanmalara, kısıtlamalara dayanacak ekonomik gücü yok. Yani hiçbir ülke bu yükü kaldıramaz. Öyleyse topluma saygı, Allah’a inanç gereği ya aşı olalım, aşıya kesin karşıysanız maske kullanın. Bu insani bir görevdir. Aşı karşıtları saygı bekliyormuş, ya hastalar, hasta yakınları, hastalığa inanan büyük kitle saygıyı haketmiyor mu?

 

Mış… Miş…

___MHP’de İl Başkanlığı’ndan alınan Serkan Tok’un neden alındığı hala merak konusuymuş.

___Milli eğitim, tarım, kültür, diyanet ve sağlık hizmetleri yükünün belediyelerce çekilmesi, bu müdürlüklere büyük rahatlık veriyormuş.